Merak uyandıran konu ise nasıl olup da sadece kenarda köşede kalmış, varlık mücadelesi veren insanların değil, çok başarılı, yetenekli ve zengin insanların idealleri uğruna ciddi fedakarlık gösterebildikleri, inandıkları şeyler yolunda başkalarının yapamadığı özveriyi ve bağlılığı ortaya koyabildikleri.
Zannımca, böyle insanların kendilerini adamalarının ardında yatan nedenlerden biri sahip oldukları şeylerin gerçek değerini aramalarıdır. İleri bir zekaya, servete ya da yeteneğe sahip birisi, nasıl dünyevi bir iş yaparsa yapsın, bunun onun ulaşabileceği ya da gerçekleştirebileceği şeylerin çok altında olduğunu hisseder. Çünkü para, makamlar ve çevre gelip geçicidir. Ancak yüce bir ideal, o insandaki yüce şeylerin gerçek değerini ortaya koyabilecek fırsatlar taşır. O yüzden de birçok idealin takipçileri arasında beklenmedik ölçüde güçlü, zengin ya da yetenekli insanları görürüz.
Iman ve Kur'an hizmetleri açısından ise bu husus bir imtihan çekirdeği içinde taşır. Şöyle ki, hizmette temel esas ihlastır; yani, sadece ve sadece Allah'ın (c.c) rızasının amaç edinilmesi, onun dışındaki herhangi bir getirinin reddedilmesi gerekir. Aksi taktirde, hizmetin kabul olmaması hatta insanın başına bela olması bile mümkündür. Bu açıdan da hizmete gönül vermiş fedakar ruhların, neden böyle yaptıklarını bir daha gözden geçirmeleri ve Allah rızası dışında bir gaye ve motivasyon kaynağı tarafından yönlendirilmemiş olmaya çalışmaları gerekmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder