16 Aralık 2015 Çarşamba

Hz. Mevlana'nın Sözleri



1. Gönlü ışık yakmayı, aydınlanmayı öğrenen kişiyi, güneş bile yakamaz. Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen benliğini yakıver.

2. Ömründen nasibin, kendini Sevgili Allah’tan mesut bulduğun andan ibarettir.

3. Yeşilliklerden, çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici, fakat akıldan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir.

4. Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, hiç aramamak demektir.

5. Ne mutlu o kimseye ki kendi ayıbını görür.

6. İyiliği ve ihsanı tamamlamak, başlamaktan daha iyidir.

7. Soru da bilgiden doğar, cevap da.

8. Ey oğul, herkesin ölümü kendi rengindendir. Düşmana düşmandır, dosta dost!

9. Ey can, aklını başına devşir. Ölümden korkup kaçarsın ya; doğrusu sen, kendinden korkmaktasın.

10. Gördüğün, ölümün yüzü değil, kendi çirkin yüzün. Canın bir ağaca benzer; ölüm onun yaprağıdır.

11. İyiyse de senden yetişmiş, yeşermiştir; kötüyse de. Hoş-nahoş, gönlüne gelen her şey senden, senin varlığından gelir.

12. Sözünü öyle bir izah et ki havas da avam da istifade etsin.

13. Herkesin aklının ereceği, fikrinin anlayacağı bir tarzda anlat.

14. Onun şekline, rengine bakma; azmine ve maksadına bak.

15. Rengi kara bile olsa değil mi ki seninle aynı maksadı güdüyor, aynı senin rengindedir, sen ona beyaz de.

16. Can konağını aramadaysan cansın.
Bir lokma ekmek arıyorsan ekmeksin.
Şu nükteyi biliyorsan işi biliyorsun demektir:
Neyi arıyorsan, osun sen!

17. Bencillik gözüne takılmış ayna gibidir. O gözler nereye bakarsa baksın kendinden başka birini görmez.

18. Eşekten şeker esirgenmez ama eşek yaratılışı bakımından otu beğenir.

19. Mutluyum! Çünkü yol yakınken dönüşlerim var. Huzuruma şaşırmayın! Çünkü yarı yolda duranlardan, koşar adım gitmişliğim var. Kızmayın aşktan caymışlığıma, benim karşıdan tanımama gibi bir özrüm var. Gelsin hayat bildiği gibi, elinde ne varsa hayata dair. Ötesi hiçbir şey ya da ve sair. Gerisi MİSAFİR.

20. Misafir gelecekmiş gibi evini, ölüm gelecekmiş gibi kalbini temiz tut.

21. Dün zekiydim, dünyayı değiştirmek isterdim. Ama bugün akıllıyım, kendimi değiştiriyorum

22. Sevgi şifadır. Sevgi güçtür. Sevgi; değişimin mührüdür.

23. İyilik aradın mı, insanda kötülük kalmaz

24. Gönlüm dilime dargın, dilim gönlüme, Gönlüm duygularını anlatamadığı için kızarken dilime, Dilim anlatamayacağı şeyleri düşündüğü için kızıyor gönlüme”

25. Ey gönül! Olmadı mı, "nasip değilmiş" de, talip ol rızaya... Tevekkül et, kaderi gör, aşkla yönel Yüce Mevla’ya.

26. Bir günah işlediğinde hemen tövbe et; insan, suya düştüğü değil, sudan çıkmadığı için boğulur

27. Ey benim canım, şu toprak perdesinin ötesinde, gizli bir zevk, gizli bir mutlu yaşayış vardır. Her şeyi gizleyen bu örtünün altında, yüzlerce güzel Yusuflar vardır. Bu ten, bu görünen beden ortadan gidince, asıl varlığın olan ruhun kalkar. Ey sonsuz olan ruh, ey fani olan ten! Bu halin nasıl olduğunu anlamak istersen, her gece kendine bak. Uykuya dalınca tenin ölmüş gibidir. Ruhunsa cennet bahçelerine kanat çırpmaktadır.

28. Sen böyle güzelken bana söz düşmez. Bakma böyle yazılar yazdığıma, ben aslında Oku! Emrine amade seni okuyorum sevgili.

29. Sen diri oldukça ölü yıkayıcı seni yıkar mı hiç?

30. Kuzgun, bağda kuzgunca bağırır. Ama bülbül, kuzgun bağırıyor diye güzelim sesini keser mi hiç?

31. Cahil insan, gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.

32. Tövbe bineği, şaşılacak bir binektir. Bir solukta aşağılık dünyadan göğe sıçrayıverir.

33. Ah, Şems! Nasıl baktın ki kalbime öyle İsrafil’in sura üflemesi gibi... Söyle şems, Sen hangi dilsin sustuğum... Her yangın, İbrahim serinliği. Geceler zifiri. Şems, senin aydınlığın hangisi? Ey gece Hadi ver sevdiğimi, nasıl sakladınsa içine.

34. Gerçek ilahi aşkı bilen kalp, bir damla suya bile hürmetle bakar.

35. Her şeye canını sıkma ey gönül, ne bu dertler kalıcı, ne de bu ömür.

36. Konu ne olursa olsun, verdiğin 'üzüntü' ve aldığın 'ah' bir cam parçasından daha keskindir, dönüp dolaşıp üzerine basarsın.

37. Ey gönül! Ben Allah aşkını çok duydum ama hiç okumadım; bilmem ilahi aşka dair süslü, koca koca laflar. Allah aşkını anlat desen belki anlatamam da, ama içimde öyle bir yaşıyorum ki onu; işte o hâle de, ne senin ne aklın yeter ne de ilmin.

38. Rabbim, kalbime değen sızıları ince, ince söz eyle, yüzüme değen gözyaşlarıma rahmet eyle.

39. Allah aşkı, öyle engin bir denizdir ki, ne başlangıcı ne de sonu vardır.

40. Bize gözün değil, gönlün gördüğü yürek gerek. Düşlerdeki tabir değil, gerçeğe vuslat gerek

41. Gönlüm gürültüsüz, patırtısız, harfsiz, sessiz bir söz istiyor!

42. Sevgini vermesini öğren. Çünkü gönlün anlasın ki hepsine yer varmış. Sevgisiz insandan dünya, unutma ki korkarmış...

43. Kalp sırrına erenler neler yapar, bilir misin? Kızmazlar, küsmezler, kırmazlar, kırılmazlar, her şeyde bir güzellik bulurlar, hiçbir şeyi insanoğlundan değil rablerinden bilirler, her şeyi o’ndan umup beklerler... Ve susarlar; susarak konuşurlar.

44. Uzun lafın kısası, “Ah”tır… Ve her ahın sesini duyan Allah'tır.

45. Ehil olmayanlara sabretmek ehil olanları parlatır.

46. Ne zaman gökyüzüne bir nefes bir dua gönderdin de ardınca, ona benzer bir iyilik gelmedi?

47. Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar.

48. Güneşin ışığı pisliğe vursa bile pislenmez, ışıktır o.

49. İstediğin kadar inançlıyım de namaz kıl, sadaka ver. Umut verip, güven aşılayıp da yarı yolda bıraktığın insanın gönül sadakasını her iki dünyada da veremezsin.

50. Allah aşkı nedir bilmiyorsan, gecelere sor… Şu sapsarı yüzlere, şu kupkuru dudaklara sor.

51. Allah aşkı tüm dünya insanları içerisinde sana tanıdığım ayrıcalıktır

52. Cahil kişi gülün güzelliğini görmez; gider, dikenine takılır.

53. Açlık, ilaçların padişahıdır. Hekimler niye perhiz verir düşünsene.

54. Her zaman doğruyu söyle, ama her zaman her doğruyu değil.

55. Aslında tesbih, seccade, tevbe, sofuluk, günahtan sakınma, bunların hepsi yolun başıdır. Hak yolcusu aldandı da bunları varacağı konak sandı.

56. Nasıl olur da deniz, köpeğin ağzından pislenir, nasıl olur da güneş üflemekle söner?

57. Adam savaşmakla çetin er sayılmaz, öfkelendiği zaman kendini tutabilendir çetin.

58. Pirenin ısırışından meydana gelen yanış, seni yılan soktu mu yok olur gider.

59. Aklın varsa bir başka akılla dost ol da, işlerini danışarak yap.

60. Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur.

61. Göz iki, kulak iki, ağzımız ise tektir. Çok görüp, çok dinleyip, az konuşmak gerekir.

62. Aşk dediğin ya Allah'tan gelmeli. Ya Allah için olmalı. Ya da Allah'a ulaştırmalı; yoksa yerle bir olmalı.

63. İyi niyetli insanlar yalana çabuk kanarlar, ama bil ki onun da bir koruyup kollayanı var…

64. Oruç tutmak güçtür, çetindir ama Allah’ın kulu kendisinden uzaklaştırmasından, bir derde uğratmasından daha iyidir.

65. Aklın başına gelince pişman olacağın bir işi sakın yapma.

66. Pergel gibiyiz; bir ayağımız sımsıkı dinimize bağlı, diğer ayağımızla yetmiş iki milleti dolaşıyoruz.

67. Allah aşkı, davaya benzer, cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki.

68. Huzurunda bulunmayanlara bile böyle elbiseler, böyle yiyecekler verirse, kim bilir konuğun önüne ne nimetler koyar.

69. Ey Allah kitabının nüshası insanoğlu! Sen, kâinatı yaratan Hakk'ın güzelliğinin bir aynasısın!

70. Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.

71. Hırs, çirkinlikleri bile güzel gösterir.

72. Ayrılık içinde insanın gözünü açıp kapayıncaya kadar geçen zaman, yıl gibi gelir.

73. Geminin içindeki su, gemiyi batırır. Geminin altındaki suysa, gemiye arka olur.

74. Allah merhalesinde akıl beygirine yol yoktur.

75. Adalet nedir? Her şeyi yerine koymak. Zulüm nedir? Bir şeyi yerine koymamak, başka yere koymak.

76. Tavus kuşu gibi sadece kanadını görme, ayağını da gör.

77. Bedenler, ağızları kapalı testilere benzerler. Her testide ne var? Sen ona bak.

78. Dil, anlamlara bir oluktur adeta, fakat nereden sığacak oluğa deniz?

79. Başkalarına imrenme, çok kimseler var ki senin hayatına imreniyorlar.

80. Pisler, pisliklerini yapar ama sular da temizlemeye çalışır.

81. Bir kimseyi tanımak istiyorsan, düşüp kalktığı arkadaşlarına bak.

82. Yeryüzü ile dağda ilahi aşk olsaydı, gönüllerinde bir ot bile bitmezdi.

83. Bazen diyorum ki; "Ne olacak? Söyle, gitsin." Sonra diyorum; "Söyleyince ne olacak? Sus, bitsin."

84. Resimler ister haberleri olsun, ister olmasın, hepsi de ressamın elindedir, o elden çıkar.

85. Bir kişi Allah'tan başka kimseye ihtiyacı olmadığına inanırsa; Allah da onu başkasına muhtaç etmez.

86. Eğri ayağın gölgesi de eğridir.

87. Bizim sözlerimizin hepsi nakit, başkalarınınki nakildir. Nakil, nakdin altındadır.

88. Bir insanın nasıl güldüğünden terbiyesini, neye güldüğünden ise zekâsını ve seviyesini anla.

89. Hiçbir kâfire hor gözle bakmayın. Müslüman olarak ölmesi umulur çünkü.

90. Ben kilitten seslenen bir kapı anahtarı gibiyim sanki. Sanır mısın ki benim sözüm sadece bir sözdür?

91. Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir. Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır.

92. Kuru duayı bırak, ağaç isteyen tohum eker.

93. Biz birleştirmek için geldik, ayırmak için değil.

94. Sarhoş, cinayeti yapar da sonra "özrüm vardı, kendimde değildim" der. Kendinde olmayış, kendiliğinden gelmedi sana, onu sen çağırdın.

95. Birisi güzel bir söz söylüyorsa bu, dinleyenin dinlemesinden, anlamasından ileri gelir.

96. Ne diye böbürlenip büyükleniyorsun? Doğumun bir damla su, ölümün bir avuç toprak değil mi?

97. Ben insanlara faydam dokunsun diye bu dünya zindanında kalmışım. Yoksa hapishane nerede, ben nerede? Kimin malını çalmışım?

98. Tahta içinde yaşayan kurt, o tahtanın fidan olduğu vakit ki halini bilir mi hiç?

99. Can, Allah aşkından binlerce edep öğrenmede; öylesine edepler ki, mekteplerde okunup öğrenilmesine imkân yok.

100. Bilgiye ulaştı mı ayak, kanat olur.

101. Cibilliyetsize ilim öğretmek, eşkıyanın eline kılıç vermektir.

102. Cebi zengin fakat ruhu fakir olan insanın hali çok rezil! Çünkü o her şeyin fiyatını bilir, değerini değil.

103. Meyve ekşi bile olsa, olmadıkça ona ham derler

104. Çirkinlikle güzelliği görünüşle değil, akılla ayırt edin.

105. Dert, insanı yokluğa götüren rahvan attır.

106. Mademki kendinde bir dert veya pişmanlık hissediyorsun; bu, Allah’ın sana olan yardımının ve sevgisinin bir delilidir.

107. Dünya tuzaktır. Yemi de istek. İstek tuzaklarından kaçının.

108. Sen değerinle ve düşüncenle, iki âleme de bedelsin, ama ne yapayım ki kendi değerini bilmiyorsun.

109. Denizde inciler derinde olur. Çerçöp sahilde olur.

110. Bazı insanlar vardır ki selam verirler ve selamlarından is kokusu gelir. Bazıları da vardır ki selam verirler ve onların selamından misk kokusu gelir.

111. Dostun yanına hediyesiz gitmek, buğdaysız değirmene gitmek gibidir.

112. Denizin kenarına kadar, ayakların izi vardır. Ama denize girdikten sonra ne iz kalır, ne işaret.

113. Durma! Çabuk gel. Gelmem deme! Ne evet demek yaraşır sana, ne hayır. Dostum, senin şanına sadece gelmek yaraşır.

114. Dün çimen benim ayaklarımın altında idi bugün üstümde bitiyor. Görüyor musun? Toprak günahlardan başka her şeyi örtüyor.

115. Ümit, güvenlik yolunun başıdır. Yolda yürümesen de daima yolun başını gözet. "Doğru olmayan şeyler yaptım" deme, doğruluğu tut. / O zaman hiçbir eğrilik kalmaz. / Doğruluk Musa’nın asası gibidir. Eğrilik ise sihirbazın sihrine benzer. Doğruluk ortaya çıkınca onların hepsini yutar.

116. Ey kardeşim! Sen fikirden ve düşünceden ibaretsin. Senin varlığın bunlardandır. Geri kalan sinir ve kemiktir ki, onlar hayvanlarda da vardır.

117. Gönlü ışık yakmayı, aydınlanmayı öğrenen kişiyi, güneş bile yakamaz. Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen benliğini yakıver.

118. Eden kendisine eder. Yapan bulur ve çeker. Unutma! Kazanmak koca bir ömür ister! Kaybetmeye ise anlık gaflet yeter.

119. Yüz binlerce birbirine benzeyenleri seyret de aralarında ki yetmiş yıllık farka dikkat et. İki şey birbirine benzeyebilir: Acı su da berraktır, tatlı su da...

120. Ey özden habersiz gafil! Sen hala kabukla öğünüyorsun!

121. Ey zulümle bir kuyu kazan! Sen asıl kendin için tuzak hazırlıyorsun.

122. Şunu iyi bil ki safları yaran, her şeyi yenen aslanla savaşmak kolaydır; gerçek kahraman odur ki önce kendi nefsini yener.

123. Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor, gama binlerce defa aferin.

124. Yeşilliklerden, çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici, fakat akıldan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir.

125. Güzel üslupla söz söyleyenleriz; Mesih'in talebesiyiz; nice ölülere tuttuk da can üfürdük biz.

126. Nice bilginler vardır ki gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdirler. Bu ilim sahipleri, bilgi hafızıdır, bilgi sevgilisi değil.

127. Nice kişiler vardır ki dizimin dibindedirler, ama benim için sanki Yemen’dedirler. Yemen’de olan niceleri de vardır ki sanki dizimin dibindedirler.

128. Gözyaşının bile görevi varmış. Ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış.

129. Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, hiç aramamak demektir.

130. Güzel söyle de halk, yüzyıllar boyunca okusun.

131. Tuzağa saçtığın taneler cömertlik sayılmaz.

132. Gökyüzünde, yıldızlar arasında parlak ay nasıl görünürse Allah aşığı da yüzlerce kişi arasında öyle görünür. O göründü mü, herkesin parlaklığı söner.

133. İnsaf et, aşk güzel bir iştir! Onun bozulması, güzelliğini kaybetmesi, tabiatın kötü niyetli oluşundandır.

134. Allah ile olduktan sonra, ölüm de ömür de hoştur.

135. Her dil, gönlün perdesidir. Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır.

136. Bal yiyen, arısından gocunmaz.

137. Hiçbir mal sizin değil, neyi bölüşemiyorsunuz? Hiçbir can sizin değil, niye dövüşüyorsunuz?

138. Bir mum diğerini tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.

139. Hırs insanı kör ve ahmak eder. Bilgisiz hale sokar da ölümü kolaylaştırır.

140. Ne mutlu o kimseye ki kendi ayıbını görür.

141. Herkes dışını süslerken, sen içini, kalbini süsle. Herkes başkasının ayıbını araştırırken, sen kendi ayıplarınla meşgul ol.

142. İyiliği ve ihsanı tamamlamak, başlamaktan daha iyidir.

143. İnsanları iyi tanıyın, her insanı fena bilip kötülemeyin, her insanı da iyi bilip övmeyin.

144. Bu dünya bir tuzaktır, tanesi de arzular.

145. Balığa, denizden başkası azaptır.

146. Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana, içinde inci vardır.

147. Kötülerin kötülüklerine acıyın. Benliğin, kendini görüp beğenmenin etrafında dolaşmayın.

148. Adalet nedir? Ağaçları sulamak. Zulüm nedir? Dikene su vermek.

149. " Susamak ile Susmak çok benzerdir ;
Birinde dilin, diğerinde Yüreğin' kurur.
Birinde dilin, diğerinde Yüreğin' kurur....

150. Kendine gel, yepyeni bir söz söyle de dünya yenilensin! Sözün öylesine bir söz olmalı ki; dünyanın da sınırını aşmalı. Sınır nedir, ölçü ne? Bilmemeli!

151. Onun şekline, rengine bakma; azmine ve maksadına bak.

152. Surette kalırsan putperestsin. Her şeyin suretini bırak, manaya bak.

153. Ey Sevgili Rabbim, ilacım da sensin, çarem de Sen’sin.
Yüz parça olmuş gönlümün nuru da Sen’sin,
Çaresiz gönlümde, Sen’den başka ne varsa hepsi yok oldu,
Beni kimsesiz bırakma!



154. Ey yiğit! Yazgıya bahane bulma,
Yükleme kendi suçunu başkasına.
Suçunu gör, dönüp de etrafında kendinin.
Kendindendir, gölgeden değil çektiklerin.
Ne yaptın da sana dönüşünü görmedin?
Ne ektin de ektiğini biçmedin?
Eylemlerin ruhundan ve bedeninden doğar.
Çocuğun gibi sonra gelip eteğinden tutar.

2 Aralık 2015 Çarşamba

Ashab-ı Bedir ve Duası

Ashâb-ı Bedir

Ey âlemlerin Rabbi Allahım! 

Sana sonsuz hamd ü sena, Efendimiz Hazreti Muhammed (sallallahü aleyhi vesellem)’e ve âl ü ashabına nihayetsiz salât ve selam ediyor, başta makam-ı ferdiyetin sahibi Ferd-i Ferîd Efendimiz olmak üzere Bedir gazvesine katılan, katılıp ilklerden olma mazhariyetiyle serfiraz bulunan ashabının mübarek isimlerini zikrederek huzurunda Sana yalvarıyorum:

Evvela Efendimiz ve Efendiler Efendisi, Allah Rasûlü, insanlık ufkunun biricik muhaciri Hazreti Muhammed el-Muhacirî (sallallahu aleyhi ve sellem), sonra
Seyyidina Ebû Bekr es-Sıddîk el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Ömer ibnü’l-Hattâb el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Osman ibn Affân el- Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Alî ibn Ebî Talib el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Talha ibn Ubeydullah el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Zübeyr ibn Avvâm el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Abdurrahman ibn Avf el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Sa’d ibn Ebî Vakkâs el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Saîd ibn Zeyd el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Ebû Ubeyde ibn Cerrâh el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Übeyy ibn Ka’b el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina el- Erkam ibn Erkam el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Es’ad ibn Yezîd el- Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Enes ibn Muaz el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Enese Mevla-Rasûlillah (sallallahü aleyhi vesellem) el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Üneys ibn Katâde el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Evs ibn Sâbit el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Evs ibn Havlî el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Evs ibn es-Sâmit el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina İyâs ibn el-Bükeyr el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Büceyr ibn Ebî Büceyr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Behhâs ibn Sa’lebe el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Besbese ibn Amr el- Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Bişr ibn el-Berâ el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Beşîr ibn Sa’d el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Bilal ibn Rebâh el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Temîm Mevla-Hırâş el- Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Temîm Mevla benî Ğanm el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Temîm ibn Yeâr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Sâbit ibn Akram el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Sâbit ibn Sa’lebe el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Sâbit ibn Hâlid el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Sâbit ibn Hansâ el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Sâbit ibn Amr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Sâbit ibn Hezzâl el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Sa’lebe ibn Amr el-Hazrecî(r. anh),
Seyyidina Sa’lebe ibn Aneme el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Sakf ibn Amr el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Câbir ibn Hâlid el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Câbir ibn Abdillah el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Câbir ibn Atik el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Cebbar ibn Sahr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Cübeyr ibn İyâs el- Hazrecî (r. anh),
Seyyidina el-Hâris ibn Enes el-Evsî (r. anh),
Seyyidina el-Hâris ibn Evs el-Evsî (r. anh),
Seyyidina el-Hâris ibn Hâtib el-Evsî (r. anh),
Seyyidina el-Hâris ibn Ebî Hazeme el- Hazrecî (r. anh),
Seyyidina el-Hâris ibn es-Sımme el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina el-Hâris ibn Arfece el-Evsî (r. anh),
Seyyidina el-Hâris ibn en-Nu’man el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Hârise ibn Sürâka eş-Şehîd el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Hârise ibn Nu’man el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Hâtıb ibn Ebî Beltea el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Hâtıb ibn Amr el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Hâtıb ibn Amr el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina el-Hubâb ibn Münzir el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Habîb ibn Esved el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Harâm ibn Milhan el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Hureys ibn Zeyd el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina el-Husayn ibn Hâris el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Hamza ibn el- Abdülmuttalib el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Hârice ibn el- Humeyyir el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Hârice ez-Zeyd el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Hâlid ibn el-Bükeyr el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Hâlid ibn Kays el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Habbâb ibn el-Eret el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Habbâb Mevla Utbe ibn el- Ğazvân el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Hubeyb ibn İsâf el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Hırâş ibn es-Sımme el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Hallâd ibn Râfi’ el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Hallâd ibn Süveyd el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Hallâd ibn Amr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Huleyde ibn Kays el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Huleyfe ibn Adiyy el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Huneys ibn Huzâfe el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Havvât ibn Cübeyr el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Havlî ibn Ebî Havlî el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Zekvan ibn Abdikays el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Zü’ş- Şimâleyn Umeyr ibn Abd-i Amr eş-Şehîd el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Râfi’ ibn Hâris el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Râfi’ ibn Uncede el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Râfi’ ibn el-Muallâ eş-Şehîd el- Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Râfi’ ibn Yezîd el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Rib’ıy ibn Râfi’ el-Evsî (r. anh),
Seyyidina er-Rabî’ ibn İyâs el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Rabîa ibn Eksem el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Ruhayle ibn Sa’lebe el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Rifâa ibn Râfi’ el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Rifâa ibn Abdi’l-Münzir el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Rifâa ibn Amr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ziyâd ibn Bişr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ziyâd ibn Lebîd el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Zeyd ibn Eslem el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Zeyd ibn Hârise el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Zeyd ibn el-Hattâb el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Zeyd ibn el-Müzeyyen el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Zeyd ibn Vedîa el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina es-Sâib ibn Osman el- Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Sâlim Mevlâ ebî Huzeyfe el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Sâlim ibn Umeyr el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Sübey’ ibn Kays el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Sürâka ibn Amr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Sürâka ibn Ka’b el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Sa’d ibn Havle el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Sa’d ibn Hayseme el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Sa’d ibn er- Rabî’ el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Sa’d ibn Zeyd el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Sa’d ibn Süheyl el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Sa’d ibn Ubeyd el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Sa’d el-Kelbî Mevlâ-Hâtıb el- Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Sa’d ibn Muâz el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Süfyan ibn Bişr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Seleme ibn Eslem el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Seleme ibn Sâbit el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Seleme ibn Selâme el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Selît ibn Kays el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Süleym ibn el- Haris el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Süleym ibn Amr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Süleym ibn Amr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Süleym ibn Milhân el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Simâk ibn Sa’d el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Sinan ibn Ebî Sinan el- Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Sehl ibn Huneyf el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Sehl ibn Atîk el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Sehl ibn Kays el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Süheyl ibn Râfi’ el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Süheyl ibn Vehb el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Sevad ibn Züreyk el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Sevâd ibn Ğaziyye el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Süveybıt ibn Sa’d el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Şücâ’ ibn Ebî Vehb el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Şemmâs ibn Osman el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Subeyh Mevla ebî’l-Âs el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Safvân ibn Vehb eş- Şehîd el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Suheyb ibn Sinan el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina ed-Dahhâk ibn Hârise el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina ed-Dahhâk ibn Abdiamr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Damre ibn Amr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina et-Tufeyl ibn el-Hâris el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina et-Tufeyl ibn Mâlik el- Hazrecî (r. anh),
Seyyidina et-Tufeyl ibn Nu’man el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Âiz ibn Mâıs el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Âsım ibn Sâbit el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Âsım ibn Adiyy el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Âsım ibn Kays el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Âkıl ibn el-Bükeyr eş-şehîd el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Âmir ibn Ümeyye el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Âmir ibn el-Bükeyr el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Âmir ibn Rebîa el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Âmir ibn Seleme el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Âmir ibn el-Ukeyr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Âmir ibn Füheyre el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Âmir ibn Muhalled el- Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Abd-i Rabbihi ibn Hakk el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Sa’lebe el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Cübeyr el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Cahş el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn el-Cedd el- Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn el-Humeyyir el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn er-Rebî’ el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Revâha el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Zeyd el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Sürâka el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Seleme el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Sehl el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Süheyl el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Târık el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Âmir el- Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Abdillah Übeyy el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Abdullah Abd-i Menâf el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Abs el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Urfuta el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Amr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Umeyr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Kays ibn Hâlid el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Kays ibn Sahr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Ka’b ibn Zeyd el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Ka’b ibn Amr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Mahreme el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Mes’ûd el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Maz’ûn el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Abdullah ibn Nu’man el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Abbâd ibn Bişr el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Âbbâd ibn Kays ibn Âmir el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Âbbâd ibn Kays ibn Ayşe el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ubâde el-Haşhâş el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ubâde ibn es-Sâmit el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Abs ibn Âmir el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ubeyd ibn Ebî Ubeyd el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Ubeyd ibn Evs el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Ubeyd ibn et-Teyyihân el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Ubeyd ibn Zeyd el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ubeyde ibn Hâris eş-Şehîd el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Utbe ibn Rebîa Halîf el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Utbe ibn Abdullah el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Utbe ibn Ğazvân el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Osman ibn Maz’ûn el- Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Adiyy ibn Ebî Zeğbâ el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Usayme el-Esedî el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Usayme el-Eşca’ el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Atıyye ibn Nüveyre el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ukbe ibn Âmir el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ukbe ibn Osman el Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ukbe ibn Vehb ibn Rabîa el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Ukbe ibn Vehb ibn Kelede el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ukkâşe ibn Mihsan el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Umare ibn Hazm el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Umâre ibn Hazm el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Amr ibn Ebî Serh el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Amr ibn İyâs el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Amr ibn Sa’lebe el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Amr ibn el-Haris el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Amr ibn Sürâka el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Amr ibn Talk el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Amr ibn Muâz el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Amr ibn Ma’bed el-Ez’ar el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Ammâr ibn Yâsir el-Ansî el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Umeyr ibn Ebî Vakkâs eş-Şehîd el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Umeyr ibn el-Hâris el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Umeyr ibn el Humâm eş-Şehîd el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Umeyr ibn Avf Mevlâ-Süheyl el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Antera Mevlâ Süleym ibn Amr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Avf ibn el-Hâris el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Uveym ibn Sâide el-Evsî (r. anh),
Seyyidina İyâz ibn Züheyr el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina el-Fâkih ibn Bişr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ferve ibn Amr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Katâde ibn Nu’man el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Kudâme ibn Maz’ûn el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Kutbe ibn Âmir el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Kays ibn Ebî Sa’saa el- Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Kays ibn Mihsan el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Kays ibn Muhalled el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ka’b ibn Cemmâz el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ka’b ibn Zeyd el- Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Mâlik ibn Ebî Havlî el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Mâlik ibn Duhşum el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Mâlik ibn Amr el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Mâlik ibn Kudâme el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Mâlik ibn Mes’ûd el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Mâlik ibn Nümeyle el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Mâlik Mübeşşir ibn Abd’il-Münzir eş-Şehîd el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Mücezzer ibn Ziyâd el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Muhriz ibn Âmir el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Muhriz ibn Nadle el- Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Muhammed ibn Mesleme el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Müdlic ibn Amr el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Mersed ibn Ebî Mersed el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Mistah Avf ibn Üsâse el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Mes’ûd ibn Evs el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Mes’ûd ibn Halde el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Mes’ûd ibn Rabîa el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Mes’ûd ibn Sa’d el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Mes’ûd ibn Sa’d el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Mus’ab ibn Umeyr el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Muâz ibn Cebel el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Muâz ibn el-Hâris el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Muâz ibn Amr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Muâz ibn Mâıs el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ma’bed ibn Kays el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Muattib ibn Ubeyd el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Muattib ibn Avf el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Muattib ibn Kuşeyr el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Ma’kıl ibn el-Münzir el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ma’mer ibn el-Hâris el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ma’n ibn Adiyy el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Muavviz ibn el-Hâris eş-Şehîd el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Muavviz ibn Amr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Mikdâd ibn Amr el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina el-Münzir ibn Amr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina el- Münzir ibn Kudâme el-Evsî (r. anh),
Seyyidina el-Münzir ibn Muhammed el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Mihca’ Mevla-Ömer ibn el- Hattâb eş-Sehîd el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Nasr ibn el-Hâris el- Evsî (r. anh),
Seyyidina Nu’man ibn Sinan el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Nu’man ibn Abd-i Amr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Nu’man ibn Asar el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Nu’man ibn Mâlik el- Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Nevfel ibn Abdillah el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Hâni’ Ebî Bürde ibn Niyâr el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Vâkıd ibn Abdillah el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Vedîa ibn Amr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Veraka ibn İyâs el- Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Vehb ibn Sa’d el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Yezîd ibn el-Hâris eş-Şehîd el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Yezîd ibn Rukayş el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Yezîd ibn el-Münzir el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ebû Üseyd Mâlik ibn Rabîa el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ebu’l-A’ver ibn el-Hâris el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ebû Eyyûb Hâlid ibn Zeyd el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ebû Huzeyfe ibn Utbe el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Ebu’l-Hamrâ Mevlâ el-Hâris ibn Rifâa el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ebû Humayda Ma’bed ibn Abbâd el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Ebû Hanne Mâlik ibn Amr el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Ebû Hârice Amr ibn Kays el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ebû Hâlid el- Hâris ibn Kays el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ebû Huzeyme ibn Evs el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ebû Davûd Umeyr ibn Âmir el- Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ebû Dücâne Simâk ibn Hareşe el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ebû Zeyd Kays ibn es-Seken el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ebû Sebra ibn Ebî Ruhm el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Ebû Seleme ibn Abdi’l-Esed el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Ebû Selît Usayra ibn Amr el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ebû Sinan ibn Sayfî el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ebû Sinan Vehb ibn Mihsan el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Ebû Şeyh ibn Ubeyy ibn Sâbit el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ebû Dayyâh en-Nu’man ibn Sâbit el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Ebû Talha Zeyd ibn Sehl el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Ebû Ubâde Sa’d ibn Osman el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ebû Abs Abdurrahman ibn Cebr el-Evsî,
Seyyidina Ebû Akîl Abdirrahman ibn Abdillah el-Evsî,
Seyyidina Ebû Kebşe Mevlâ Rasûlillah (sallallahü aleyhi vesellem) el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Ebû Lübâbe Beşîr ibn Abdi’l-Münzir el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Ebû Mahşî Süveyd et-Tâî el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Ebû Mersed Kennâz ibn Husayn el-Muhacirî (r. anh),
Seyyidina Ebû Müleyl ibn el-Ez’ar ibn Zeyd el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Ebu’l- Münzir Yezîd ibn Âmir el-Hazrecî (r. anh),
Seyyidina Ebu’l-Heysem Mâlik ibn et-Teyyihânî el-Evsî (r. anh),
Seyyidina Ebu’l-Yeser Ka’b ibn Amr el-Hazrecî (r. anh)
hürmetlerine, 

  • beni daimî himayen altında tutmanı.. 
  • değişmeyen ve herhangi bir zarar dokundurulamayan yakınlığına almanı.. 
  • hiç kimsenin dokunamayacağı fakat içine girenlerin her ihtiyacına kafi gelen korumana dâhil etmeni.. 
  • her şeyi ihata etmiş bulunan ve asla parçalanamayan sıyanetinle saklamanı.. 
  • yüksek ve aşılamayan kalene, asla zayi olmayan emanetlerin arasına katmanı.. 
  • hıfz u inayet çadırında muhafaza buyurmanı.. 
  • koruman, gözetmen ve setretmen ile sarıp sarmalamanı.. 
  • kötülerin şerrini benden uzak tutmanı.. 
  • azametinin nuruyla beni zalim ve fâcirlerden gizlemeni.. 
  • şer konuşan bütün dilleri bana karşı bağlamanı.. 
  • zarar vermek kastıyla atılan bütün okları geri çevirmeni.. 
  • hasetle bakan kem gözleri, düşmanlıkla atan bütün kalbleri göremez ve atamaz hale getirmeni.. 
  • kahrımı isteyenleri, rahat ve istikrar bulamayacakları şekilde kahretmeni.. 
  • arzı bütün genişliğine rağmen onlara dar hale getirmeni.. 
  • eziyet etmeyi meslek haline getiren her zalimi hilm, lütf ve mühlet dairenden çıkarmanı..
  • ısrarla düşmanlık yapanların ellerini kollarını kelepçeleyip kalblerini bağlamanı.. emellerine ulaşmalarına müsaade etmemeni.. 
  • haddini aşan ve zarar vermek için fırsat kollayanlara karşı beni sıyanet etmeni.. 
  • kaybolan ve elden giden şeylere karşılık lütuflarınla beni sevindirmeni.. 
  • her türlü fitne, hayırsızlık ve sıkıntıların şerrinden beni korumanı.. 
  • kalbimi bütün haset, garaz ve kinlerden arındırmanı.. 
  • arkadan ve önden gelebilecek şerlerden beni muhafaza etmeni.. 
  • her iki cihanda gaye-i hayallerime ulaştırmanı.. 
  • kazânın karşı konulamaz hükümleri ve kaderde olan ağır belalara karşı sürpriz ve gizli lütuflarınla beni bürümeni ve gece- gündüz, ikamette-seferde, uyurken-uyanıkken, açık-gizli her halimde güzellerden güzel maiyyetinle benimle beraber olmanı Senden dileniyorum. 
Allahım! Yine O, Kâinatın İftihar Tablosu hatırına ve huzurunda isimlerini zikrettiğim Ashab-ı Bedir hürmetine Senden, cânî ve serkeşleri bile içine alan geniş ve kuşatıcı affınla, hiçbir kulun Senin üzerinde hiçbir hakkı olmamasına rağmen iyi ve kötü herkese ulaşan ihsanınla, 
  • bana da bol bol lütufta bulunmanı.. 
  • Senden başka herkes ve her şeyden beni müstağni kılmanı.. 
  • ömrümü hayırlı ve uzun kılmanı.. 
  • mümin kullarının kalblerine benim ve üzerinde yürüdüğüm yolun sevgisini yerleştirmeni.. 
  • üzerimde bulunan hak ve borçları ödemeye muvaffak kılmanı.. 
  • göz açıp kapayıncaya kadar beni kendimle ve nefsimle başbaşa bırakmamanı.. 
  • günahlarımı bağışlamanı.. 
  • helal ve hoş kazanç ihsan etmeni.. 
  • sürçmelerimi affetmeni.. 
  • amellerimi ve yine Senin havlinle işleyebildiğim iyiliklerimi kabul etmeni.. 
  • beni, zürriyetimi ve erkek-kadın bütün inananları karanlıklardan nura çıkarmanı.. 
  • günahlarla arama en büyük kalkan ve en sağlam bir sur ile girmeni.. 
  • İslam’ı en büyük talebim haline getirmeni.. 
  • lütuf ve rahmetinden ümit kesmeden, af ve müsamahan hakkında ye’se düşmeden dinî ve dünyevî işlerimde bana tertemiz ve afiyet içinde bir hayat yaşatmanı.. 
  • demime damarıma karışacak her çeşit zulümden ve ağyar mülahazalarından beni uzak tutmanı.. 
  • inkisar içindeki kalbimi zafer ve nusretinle sarıp sarmalamanı.. 
  • inabe ve hüsn-ü yakîn ile rızıklandırmanı.. 
  • salih kullarına dünyayı nasıl göstermişsen bana da öyle göstermeni.. 
  • kopan bağlarımı fazlınla birleştirmeni.. 
  • zayıf ve cılız halimi kudretinle güçlendirmeni.. 
  • eğri büğrü huylarımı izale etmeni.. 
  • gevşeyen himmetimi gafletinden uyandırmanı.. 
  • Senin haşyetinden gözyaşlarımı kesintisiz yağan yağmurlar gibi akıtmanı ve en çok talepte bulunduğum isteklerimi bahşetmeni ve beni âkıbetin en güzeliyle serfiraz kılmanı diliyorum. 
Âmîn! Ve’l-hamdü lillahi rabbi’l-Âlemîn. 
Salât ü selam Efendimiz Hazreti Muhammed’e, âline ve bütün ashâbına.

24 Ekim 2015 Cumartesi

Hizbunnasr Duası Türkçe Okunuşu


Abdülkadir Geylânî’nin ve İmam-ı Şazeli'nin (kv) Hizbü’n-Nasr Duası
<Türkçe meal için tıklayın>

Allâhumme bi satveti ceberûti gahrik, ve bi sur’ati iğâseti nasrik ve bi ğayratike lintihâki hurmetik ve bi himâyetike lime nihtemâ bi âyâtik, nes’ eluke yâ Allâhu yâ Semîu yâ Mucîbu yâ Garîbu yâ Serîu yâ Muntegimu yâ Gahhâr, yâ Şedîdel batş, yâ mellâ yu’ cizuhû gahrul cebâ birah, velâ ya’ zumu aleyhi helâkul mute merrideh, minel mulûkil ekâsirah, vel a’ dâil fâcirati, en tec’ ale keyde men kâdenî fî nahrih, ve mekra men mekera binâ âiden ileyh, ve hufrate men hafera lenâ vâgi an huve fîhâ, ve men nesabe lenâ şebeketel hidâi ic’ alhu yâ Seyyidinâ mesûgan ileyhâ ve hasîden fîhâ ve esîralle deyhâ.

Allâhumme bi haggi “kêf, hâ, yâ, aŷn, sâd”; ikfinâ hemmel idâ ve leggihi murradâ, vec alhum ve likulli habîbin fidâ, ve sellit aleyhim âci lennig meti fil yevmi ve ğadâ.

Allâhumme beddid şemlehum.
Allâhumme ferrig cem’ ahum.
Allâhumme fulle haddehum ve gallil addehum.
Allâhummec’ aliddâ irate aleyhim.
Allâhumme ersi lil azâbe ileyhim.

Allâhumme ehric hum min dâiratil hilmi vel lutf, veslub hum mudedul imhâl, ve ğulle eydiyehum ilâ a’ nâgihim, verbit alâ gulûbihim, velâ tubelliğ humul âmâle fînâ.

Allâhumme mezzig hum kulle mumezze gin kemâ mezzag tehum inti sâralli evliyâike ve embiyâike ve rusulike.

Allâhummen tesir lenen tisârake li ehibbâ ike alâ a’ dâ ik.

Allâhumme lâ tumekki nil a’ dâ e fînâ velâ minnâ, velâ tusellit hum aleynâ bi zunûbinâ.

“Hâ, mîm” (7 defa); hummel’ emru ve câ ennasru fe aleynâ lâ yunsarûn.

"Hâ, mîm", "aŷn, sîn, gâf";  himâ yetunâ mimmâ nehâf.

Allâhumme ginel esvâ e velâ tec’ alnâ mehallel lil belvâ.

Allâhumme a’ tinâ emeler racâ i ve fevgal’ emel, yâ Hû, yâ Hû, yâ Hû, yâ membi fadlihî li fadlihî nes’ el, nes’ eluke ilâhenel acelel acelel acel; ilâhenel icâbetel icâbetel icâbeh; yâ men ecâbe Nûhan fî gavmih, yâ menne sara İbrâhîme alâ a’ dâ ih, yâ merradde Yûsufe ilâ Ya’ gûb, yâ men keşe feddurra an Eyyûb, yâ men ecâbe da’ vete Zekeriyyâ, yâ men tegabbele tesbîha Yûnusebni Mettâ, aleyhi musselâmi, nes’ elu kellâhumme bi esrâri eshâbi hâzihid deavâtil muste câbât, en tegabbele minnâ mâ bihî deavnâk, ve en tu’ tiyenâ mâ bihî se elnâk, ve en tuncize lenâ va’ dekellezî ve attehû li ibâdikel mu’ minîn.

“Lâ ilâhe illâ ente subhânek. İnnî kuntu minez zâlimîn” ingata at a’ mâlunâ ve izzetike illâ mink, ve hâbe racâ unâ ve haggike illâ fîk.

İn ebta et ğâratul erhâmi vebte adet
Fe egrabuş şey’ i minna ğâra tullâh
Yâ ğâra tullâhi hussis seyra musri ah
Fî halli ugde tinâ, yâ ğâra tallâh.

Adel’ âdûne ve cârû, ve racev nallâhe mucîrâ.
“Ve kefâ billâhi ve liyyevve kefâ billâhi nasîrâ” (10 defa).
“Hasbu nallâhu ve ni’ mel vekîl” (7 defa).
“Velâ havle velâ guvvete illâ billâhil aliyyil azîm” (3 defa).
“Selâmun alâ Nûhin fil âlemîn”, istecib lenâ âmîne âmîne âmîne yâ Muîn, ve alâ seyyidinâ Muhammedin fil murselîn, ve alâ âlihî ve sahbihî ecme în.
Allâhumme ente ta’ lemu a’ dâenâ adedâ, fe beddid şemlehum bededâ, velâ tubgi minhum ehadâ, inneke entel Bâgî  sermedâ.
“Ve mekerû mekravve mekernâ mekravve hum lâ yeş’ urûn. Fenzur keyfe kâne âgibetu mekrihim ennâ demmer nâhum ve gavmehum ecme în. Fe tilke buyû tuhum hâviye tembi mâ zalemû.”

“Tudemmiru kulle şey’ imbi emri rabbihâ fe esbehû lâ yurâ illâ mesâ kinuhum.”

“Fehel terâ lehum mimbâ giyeh.”

“Ve hiye hâviyetun alâ urûşihâ.”

“Feguti a dâbirul gavmille zîne zalemû. Vel hamdu lillâhi Rabbil âlemîn.”

Ve sallallâhu alâ seyyidinâ Muhammedivve alâ âlihit tayyibî nettâ hirîne ve sahbihil kirâmil berarati ecme în, ve alâ cemî il embiyâ i vel murselîn, velhamdu lillâhi Rabbil âlemîn.

Aleyke muavvelî yâ Zel celâl
Ve ta’ lemu megsadî mea dîgi hâlî
Fehayyib gasdehum fî kulli emr
Ve accil ehzehum fî şerri hâl
Bicâhil gutbi vel ebdâli turrâ
Ve bissû ril mesûni leder ricâl
Ve bil esmâi zâtil gahri accil
Bimâ gad rumtuhû yâ Zel celâl.
***
Li hizbin nasri esrârun seniyyeh
Ve lirrahmâni  eltâfun hafiyyeh
Ve innâ bil icâbeti gad vu idnâ
Ve terku su âli Mevlânâ hatiyyeh