16 Aralık 2015 Çarşamba
Hz. Mevlana'nın Sözleri
1. Gönlü ışık yakmayı, aydınlanmayı öğrenen kişiyi, güneş bile yakamaz. Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen benliğini yakıver.
2. Ömründen nasibin, kendini Sevgili Allah’tan mesut bulduğun andan ibarettir.
3. Yeşilliklerden, çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici, fakat akıldan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir.
4. Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, hiç aramamak demektir.
5. Ne mutlu o kimseye ki kendi ayıbını görür.
6. İyiliği ve ihsanı tamamlamak, başlamaktan daha iyidir.
7. Soru da bilgiden doğar, cevap da.
8. Ey oğul, herkesin ölümü kendi rengindendir. Düşmana düşmandır, dosta dost!
9. Ey can, aklını başına devşir. Ölümden korkup kaçarsın ya; doğrusu sen, kendinden korkmaktasın.
10. Gördüğün, ölümün yüzü değil, kendi çirkin yüzün. Canın bir ağaca benzer; ölüm onun yaprağıdır.
11. İyiyse de senden yetişmiş, yeşermiştir; kötüyse de. Hoş-nahoş, gönlüne gelen her şey senden, senin varlığından gelir.
12. Sözünü öyle bir izah et ki havas da avam da istifade etsin.
13. Herkesin aklının ereceği, fikrinin anlayacağı bir tarzda anlat.
14. Onun şekline, rengine bakma; azmine ve maksadına bak.
15. Rengi kara bile olsa değil mi ki seninle aynı maksadı güdüyor, aynı senin rengindedir, sen ona beyaz de.
16. Can konağını aramadaysan cansın.
Bir lokma ekmek arıyorsan ekmeksin.
Şu nükteyi biliyorsan işi biliyorsun demektir:
Neyi arıyorsan, osun sen!
17. Bencillik gözüne takılmış ayna gibidir. O gözler nereye bakarsa baksın kendinden başka birini görmez.
18. Eşekten şeker esirgenmez ama eşek yaratılışı bakımından otu beğenir.
19. Mutluyum! Çünkü yol yakınken dönüşlerim var. Huzuruma şaşırmayın! Çünkü yarı yolda duranlardan, koşar adım gitmişliğim var. Kızmayın aşktan caymışlığıma, benim karşıdan tanımama gibi bir özrüm var. Gelsin hayat bildiği gibi, elinde ne varsa hayata dair. Ötesi hiçbir şey ya da ve sair. Gerisi MİSAFİR.
20. Misafir gelecekmiş gibi evini, ölüm gelecekmiş gibi kalbini temiz tut.
21. Dün zekiydim, dünyayı değiştirmek isterdim. Ama bugün akıllıyım, kendimi değiştiriyorum
22. Sevgi şifadır. Sevgi güçtür. Sevgi; değişimin mührüdür.
23. İyilik aradın mı, insanda kötülük kalmaz
24. Gönlüm dilime dargın, dilim gönlüme, Gönlüm duygularını anlatamadığı için kızarken dilime, Dilim anlatamayacağı şeyleri düşündüğü için kızıyor gönlüme”
25. Ey gönül! Olmadı mı, "nasip değilmiş" de, talip ol rızaya... Tevekkül et, kaderi gör, aşkla yönel Yüce Mevla’ya.
26. Bir günah işlediğinde hemen tövbe et; insan, suya düştüğü değil, sudan çıkmadığı için boğulur
27. Ey benim canım, şu toprak perdesinin ötesinde, gizli bir zevk, gizli bir mutlu yaşayış vardır. Her şeyi gizleyen bu örtünün altında, yüzlerce güzel Yusuflar vardır. Bu ten, bu görünen beden ortadan gidince, asıl varlığın olan ruhun kalkar. Ey sonsuz olan ruh, ey fani olan ten! Bu halin nasıl olduğunu anlamak istersen, her gece kendine bak. Uykuya dalınca tenin ölmüş gibidir. Ruhunsa cennet bahçelerine kanat çırpmaktadır.
28. Sen böyle güzelken bana söz düşmez. Bakma böyle yazılar yazdığıma, ben aslında Oku! Emrine amade seni okuyorum sevgili.
29. Sen diri oldukça ölü yıkayıcı seni yıkar mı hiç?
30. Kuzgun, bağda kuzgunca bağırır. Ama bülbül, kuzgun bağırıyor diye güzelim sesini keser mi hiç?
31. Cahil insan, gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.
32. Tövbe bineği, şaşılacak bir binektir. Bir solukta aşağılık dünyadan göğe sıçrayıverir.
33. Ah, Şems! Nasıl baktın ki kalbime öyle İsrafil’in sura üflemesi gibi... Söyle şems, Sen hangi dilsin sustuğum... Her yangın, İbrahim serinliği. Geceler zifiri. Şems, senin aydınlığın hangisi? Ey gece Hadi ver sevdiğimi, nasıl sakladınsa içine.
34. Gerçek ilahi aşkı bilen kalp, bir damla suya bile hürmetle bakar.
35. Her şeye canını sıkma ey gönül, ne bu dertler kalıcı, ne de bu ömür.
36. Konu ne olursa olsun, verdiğin 'üzüntü' ve aldığın 'ah' bir cam parçasından daha keskindir, dönüp dolaşıp üzerine basarsın.
37. Ey gönül! Ben Allah aşkını çok duydum ama hiç okumadım; bilmem ilahi aşka dair süslü, koca koca laflar. Allah aşkını anlat desen belki anlatamam da, ama içimde öyle bir yaşıyorum ki onu; işte o hâle de, ne senin ne aklın yeter ne de ilmin.
38. Rabbim, kalbime değen sızıları ince, ince söz eyle, yüzüme değen gözyaşlarıma rahmet eyle.
39. Allah aşkı, öyle engin bir denizdir ki, ne başlangıcı ne de sonu vardır.
40. Bize gözün değil, gönlün gördüğü yürek gerek. Düşlerdeki tabir değil, gerçeğe vuslat gerek
41. Gönlüm gürültüsüz, patırtısız, harfsiz, sessiz bir söz istiyor!
42. Sevgini vermesini öğren. Çünkü gönlün anlasın ki hepsine yer varmış. Sevgisiz insandan dünya, unutma ki korkarmış...
43. Kalp sırrına erenler neler yapar, bilir misin? Kızmazlar, küsmezler, kırmazlar, kırılmazlar, her şeyde bir güzellik bulurlar, hiçbir şeyi insanoğlundan değil rablerinden bilirler, her şeyi o’ndan umup beklerler... Ve susarlar; susarak konuşurlar.
44. Uzun lafın kısası, “Ah”tır… Ve her ahın sesini duyan Allah'tır.
45. Ehil olmayanlara sabretmek ehil olanları parlatır.
46. Ne zaman gökyüzüne bir nefes bir dua gönderdin de ardınca, ona benzer bir iyilik gelmedi?
47. Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar.
48. Güneşin ışığı pisliğe vursa bile pislenmez, ışıktır o.
49. İstediğin kadar inançlıyım de namaz kıl, sadaka ver. Umut verip, güven aşılayıp da yarı yolda bıraktığın insanın gönül sadakasını her iki dünyada da veremezsin.
50. Allah aşkı nedir bilmiyorsan, gecelere sor… Şu sapsarı yüzlere, şu kupkuru dudaklara sor.
51. Allah aşkı tüm dünya insanları içerisinde sana tanıdığım ayrıcalıktır
52. Cahil kişi gülün güzelliğini görmez; gider, dikenine takılır.
53. Açlık, ilaçların padişahıdır. Hekimler niye perhiz verir düşünsene.
54. Her zaman doğruyu söyle, ama her zaman her doğruyu değil.
55. Aslında tesbih, seccade, tevbe, sofuluk, günahtan sakınma, bunların hepsi yolun başıdır. Hak yolcusu aldandı da bunları varacağı konak sandı.
56. Nasıl olur da deniz, köpeğin ağzından pislenir, nasıl olur da güneş üflemekle söner?
57. Adam savaşmakla çetin er sayılmaz, öfkelendiği zaman kendini tutabilendir çetin.
58. Pirenin ısırışından meydana gelen yanış, seni yılan soktu mu yok olur gider.
59. Aklın varsa bir başka akılla dost ol da, işlerini danışarak yap.
60. Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur.
61. Göz iki, kulak iki, ağzımız ise tektir. Çok görüp, çok dinleyip, az konuşmak gerekir.
62. Aşk dediğin ya Allah'tan gelmeli. Ya Allah için olmalı. Ya da Allah'a ulaştırmalı; yoksa yerle bir olmalı.
63. İyi niyetli insanlar yalana çabuk kanarlar, ama bil ki onun da bir koruyup kollayanı var…
64. Oruç tutmak güçtür, çetindir ama Allah’ın kulu kendisinden uzaklaştırmasından, bir derde uğratmasından daha iyidir.
65. Aklın başına gelince pişman olacağın bir işi sakın yapma.
66. Pergel gibiyiz; bir ayağımız sımsıkı dinimize bağlı, diğer ayağımızla yetmiş iki milleti dolaşıyoruz.
67. Allah aşkı, davaya benzer, cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki.
68. Huzurunda bulunmayanlara bile böyle elbiseler, böyle yiyecekler verirse, kim bilir konuğun önüne ne nimetler koyar.
69. Ey Allah kitabının nüshası insanoğlu! Sen, kâinatı yaratan Hakk'ın güzelliğinin bir aynasısın!
70. Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.
71. Hırs, çirkinlikleri bile güzel gösterir.
72. Ayrılık içinde insanın gözünü açıp kapayıncaya kadar geçen zaman, yıl gibi gelir.
73. Geminin içindeki su, gemiyi batırır. Geminin altındaki suysa, gemiye arka olur.
74. Allah merhalesinde akıl beygirine yol yoktur.
75. Adalet nedir? Her şeyi yerine koymak. Zulüm nedir? Bir şeyi yerine koymamak, başka yere koymak.
76. Tavus kuşu gibi sadece kanadını görme, ayağını da gör.
77. Bedenler, ağızları kapalı testilere benzerler. Her testide ne var? Sen ona bak.
78. Dil, anlamlara bir oluktur adeta, fakat nereden sığacak oluğa deniz?
79. Başkalarına imrenme, çok kimseler var ki senin hayatına imreniyorlar.
80. Pisler, pisliklerini yapar ama sular da temizlemeye çalışır.
81. Bir kimseyi tanımak istiyorsan, düşüp kalktığı arkadaşlarına bak.
82. Yeryüzü ile dağda ilahi aşk olsaydı, gönüllerinde bir ot bile bitmezdi.
83. Bazen diyorum ki; "Ne olacak? Söyle, gitsin." Sonra diyorum; "Söyleyince ne olacak? Sus, bitsin."
84. Resimler ister haberleri olsun, ister olmasın, hepsi de ressamın elindedir, o elden çıkar.
85. Bir kişi Allah'tan başka kimseye ihtiyacı olmadığına inanırsa; Allah da onu başkasına muhtaç etmez.
86. Eğri ayağın gölgesi de eğridir.
87. Bizim sözlerimizin hepsi nakit, başkalarınınki nakildir. Nakil, nakdin altındadır.
88. Bir insanın nasıl güldüğünden terbiyesini, neye güldüğünden ise zekâsını ve seviyesini anla.
89. Hiçbir kâfire hor gözle bakmayın. Müslüman olarak ölmesi umulur çünkü.
90. Ben kilitten seslenen bir kapı anahtarı gibiyim sanki. Sanır mısın ki benim sözüm sadece bir sözdür?
91. Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir. Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır.
92. Kuru duayı bırak, ağaç isteyen tohum eker.
93. Biz birleştirmek için geldik, ayırmak için değil.
94. Sarhoş, cinayeti yapar da sonra "özrüm vardı, kendimde değildim" der. Kendinde olmayış, kendiliğinden gelmedi sana, onu sen çağırdın.
95. Birisi güzel bir söz söylüyorsa bu, dinleyenin dinlemesinden, anlamasından ileri gelir.
96. Ne diye böbürlenip büyükleniyorsun? Doğumun bir damla su, ölümün bir avuç toprak değil mi?
97. Ben insanlara faydam dokunsun diye bu dünya zindanında kalmışım. Yoksa hapishane nerede, ben nerede? Kimin malını çalmışım?
98. Tahta içinde yaşayan kurt, o tahtanın fidan olduğu vakit ki halini bilir mi hiç?
99. Can, Allah aşkından binlerce edep öğrenmede; öylesine edepler ki, mekteplerde okunup öğrenilmesine imkân yok.
100. Bilgiye ulaştı mı ayak, kanat olur.
101. Cibilliyetsize ilim öğretmek, eşkıyanın eline kılıç vermektir.
102. Cebi zengin fakat ruhu fakir olan insanın hali çok rezil! Çünkü o her şeyin fiyatını bilir, değerini değil.
103. Meyve ekşi bile olsa, olmadıkça ona ham derler
104. Çirkinlikle güzelliği görünüşle değil, akılla ayırt edin.
105. Dert, insanı yokluğa götüren rahvan attır.
106. Mademki kendinde bir dert veya pişmanlık hissediyorsun; bu, Allah’ın sana olan yardımının ve sevgisinin bir delilidir.
107. Dünya tuzaktır. Yemi de istek. İstek tuzaklarından kaçının.
108. Sen değerinle ve düşüncenle, iki âleme de bedelsin, ama ne yapayım ki kendi değerini bilmiyorsun.
109. Denizde inciler derinde olur. Çerçöp sahilde olur.
110. Bazı insanlar vardır ki selam verirler ve selamlarından is kokusu gelir. Bazıları da vardır ki selam verirler ve onların selamından misk kokusu gelir.
111. Dostun yanına hediyesiz gitmek, buğdaysız değirmene gitmek gibidir.
112. Denizin kenarına kadar, ayakların izi vardır. Ama denize girdikten sonra ne iz kalır, ne işaret.
113. Durma! Çabuk gel. Gelmem deme! Ne evet demek yaraşır sana, ne hayır. Dostum, senin şanına sadece gelmek yaraşır.
114. Dün çimen benim ayaklarımın altında idi bugün üstümde bitiyor. Görüyor musun? Toprak günahlardan başka her şeyi örtüyor.
115. Ümit, güvenlik yolunun başıdır. Yolda yürümesen de daima yolun başını gözet. "Doğru olmayan şeyler yaptım" deme, doğruluğu tut. / O zaman hiçbir eğrilik kalmaz. / Doğruluk Musa’nın asası gibidir. Eğrilik ise sihirbazın sihrine benzer. Doğruluk ortaya çıkınca onların hepsini yutar.
116. Ey kardeşim! Sen fikirden ve düşünceden ibaretsin. Senin varlığın bunlardandır. Geri kalan sinir ve kemiktir ki, onlar hayvanlarda da vardır.
117. Gönlü ışık yakmayı, aydınlanmayı öğrenen kişiyi, güneş bile yakamaz. Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen benliğini yakıver.
118. Eden kendisine eder. Yapan bulur ve çeker. Unutma! Kazanmak koca bir ömür ister! Kaybetmeye ise anlık gaflet yeter.
119. Yüz binlerce birbirine benzeyenleri seyret de aralarında ki yetmiş yıllık farka dikkat et. İki şey birbirine benzeyebilir: Acı su da berraktır, tatlı su da...
120. Ey özden habersiz gafil! Sen hala kabukla öğünüyorsun!
121. Ey zulümle bir kuyu kazan! Sen asıl kendin için tuzak hazırlıyorsun.
122. Şunu iyi bil ki safları yaran, her şeyi yenen aslanla savaşmak kolaydır; gerçek kahraman odur ki önce kendi nefsini yener.
123. Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor, gama binlerce defa aferin.
124. Yeşilliklerden, çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici, fakat akıldan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir.
125. Güzel üslupla söz söyleyenleriz; Mesih'in talebesiyiz; nice ölülere tuttuk da can üfürdük biz.
126. Nice bilginler vardır ki gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdirler. Bu ilim sahipleri, bilgi hafızıdır, bilgi sevgilisi değil.
127. Nice kişiler vardır ki dizimin dibindedirler, ama benim için sanki Yemen’dedirler. Yemen’de olan niceleri de vardır ki sanki dizimin dibindedirler.
128. Gözyaşının bile görevi varmış. Ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış.
129. Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, hiç aramamak demektir.
130. Güzel söyle de halk, yüzyıllar boyunca okusun.
131. Tuzağa saçtığın taneler cömertlik sayılmaz.
132. Gökyüzünde, yıldızlar arasında parlak ay nasıl görünürse Allah aşığı da yüzlerce kişi arasında öyle görünür. O göründü mü, herkesin parlaklığı söner.
133. İnsaf et, aşk güzel bir iştir! Onun bozulması, güzelliğini kaybetmesi, tabiatın kötü niyetli oluşundandır.
134. Allah ile olduktan sonra, ölüm de ömür de hoştur.
135. Her dil, gönlün perdesidir. Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır.
136. Bal yiyen, arısından gocunmaz.
137. Hiçbir mal sizin değil, neyi bölüşemiyorsunuz? Hiçbir can sizin değil, niye dövüşüyorsunuz?
138. Bir mum diğerini tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.
139. Hırs insanı kör ve ahmak eder. Bilgisiz hale sokar da ölümü kolaylaştırır.
140. Ne mutlu o kimseye ki kendi ayıbını görür.
141. Herkes dışını süslerken, sen içini, kalbini süsle. Herkes başkasının ayıbını araştırırken, sen kendi ayıplarınla meşgul ol.
142. İyiliği ve ihsanı tamamlamak, başlamaktan daha iyidir.
143. İnsanları iyi tanıyın, her insanı fena bilip kötülemeyin, her insanı da iyi bilip övmeyin.
144. Bu dünya bir tuzaktır, tanesi de arzular.
145. Balığa, denizden başkası azaptır.
146. Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana, içinde inci vardır.
147. Kötülerin kötülüklerine acıyın. Benliğin, kendini görüp beğenmenin etrafında dolaşmayın.
148. Adalet nedir? Ağaçları sulamak. Zulüm nedir? Dikene su vermek.
149. " Susamak ile Susmak çok benzerdir ;
Birinde dilin, diğerinde Yüreğin' kurur.
Birinde dilin, diğerinde Yüreğin' kurur....
150. Kendine gel, yepyeni bir söz söyle de dünya yenilensin! Sözün öylesine bir söz olmalı ki; dünyanın da sınırını aşmalı. Sınır nedir, ölçü ne? Bilmemeli!
151. Onun şekline, rengine bakma; azmine ve maksadına bak.
152. Surette kalırsan putperestsin. Her şeyin suretini bırak, manaya bak.
153. Ey Sevgili Rabbim, ilacım da sensin, çarem de Sen’sin.
Yüz parça olmuş gönlümün nuru da Sen’sin,
Çaresiz gönlümde, Sen’den başka ne varsa hepsi yok oldu,
Beni kimsesiz bırakma!
154. Ey yiğit! Yazgıya bahane bulma,
Yükleme kendi suçunu başkasına.
Suçunu gör, dönüp de etrafında kendinin.
Kendindendir, gölgeden değil çektiklerin.
Ne yaptın da sana dönüşünü görmedin?
Ne ektin de ektiğini biçmedin?
Eylemlerin ruhundan ve bedeninden doğar.
Çocuğun gibi sonra gelip eteğinden tutar.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder